17 Kasım 2013 Pazar

Ana blog adresim: 

Logolarım: 

















Yeni Logolar -2015-

 

29 Kasım 2012 Perşembe






23 Ocak 2009 Cuma

Chuch Palahniuk's Fight Club! (kitaptan sevdiğim kısımlar)

  • sonsuza kadar yaşamak istiyorsan, ilk adım olarak ölmek zorundasın.
  • ateş ettiğinizde çıkan gürültünün büyük bölümü gazın genleşmesinden kaynaklanır.susturucu yapmak istiyorsanız, bütün yapacağınız silahın namlusuna delikler açmaktır, bir sürü delik. delikleri yanlış yere açarsanız, silah kafanızı havaya uçurur.
  • bir kolu çek, bir düğmeye bas,neyi neden yaptığını bilmiyor, sonra da ölüp gidiyorsun.
  • insan sevdiklerini öldürür diye bir söz vardır ya; aslında bakın, insanı öldüren de hep sevdiğidir.
  • ağzınızda bir silah varken ve silahın namlusu dişlerinizin arasındayken ancak sesli harflerle konuşabilirsiniz.
  • "bu bizim dünyamız artık" diyor Tyler. "o eski insanlar öldüler"
  • bu silah, bu anarşi, bu patlama, aslında hepsi marla singerla ilgili.
  • o sarmalayıcı karanlıkta, başka birinin kolları arasında hapsolmuşken, hayatta elde edebileceğiniz herşeyin sonunda çöpe gideceğini anladığınız zaman ağlamak çok kolaydır.hayatta sizi gururlandırmış ne varsa hepsi çöpe gidecek.
  • sevdiğiniz herkesin size sırt çevireceğini ya da öleceğini fark ettiğiniz zaman ağlamak kolaydır.
  • uykusuzluk böyledir işte. herşey çok uzaklardadır, bir kopyanın kopyasının kopyası gibi. dünyayla aranda öyle bir mesafe sokar ki, ne sen bir şeye dokunabilirsin ne de bir şey sana.
  • bütün umutlarınızı kaybetmek özgürlüktür.
  • her akşam ölüyor, her sabah yeniden doğuyordum.ölümden geri dönüyordum.
  • bazı insanlar gece insanıdır bazıları da gündüz insanıdır.
  • bu senin hayatın ve anbean sona eriyor.
  • başka bir yerde, başka bir zamanda uyanabilseydim, başka bir insan olarak uyanabilir miydim?
  • Allah'ım ne kadar güzel bir an olabilirdi bu. iki senedir her kucaklaşma vaktinde benim kollarımda ağlamış olan chloe artık bir ölü. toprağın altında ölü ölü yatıyor. bir şişenin içinde bir mozolede krematoryumdaki bir bölmede ölü ölü duruyor. Allah'ım bugün binbir düşünce içinde kendini oradan oraya sürüklerken yarın soğuk gübreye, solucanlar için açık büfeye dönüşebileceğinin kanıtı işte. ölümün inanılmaz mucizesi bu. ve herşey ne kadar güzel olabilirdi, Allah'ım şu kız olmasaydı.
  • mobilya satın alırsınız.kendinize dersiniz ki, bu hayatım boyunca ihtiyaç duyacağım son kanepe. kanepeyi alırsınız ve sonraki birkaç yıl boyunca, hangi işiniz ters giderse gitsin, en azından kanepe sorununuzu çözmüş olduğunuzu bilirsiniz. sonra o güzel yuvanızda kısılıp kalırsınız. bir zamanlar sahip olduğunuz şeyler artık sizin sahibiniz olur.
  • "bugünkü geçlerin çoğu etrafa hava basma derdinde" diyor kapıcı. "çok fazla harcıyorlar".Tyler'ı arıyorum.kapıcı omzuma abanıyor ve diyor ki: "bugünkü gençlerin çoğu ne istediklerini bilmiyor,bütün dünya onların olsun istiyorlar,eğer ne istediğini bilmezsen, bir bakarsın istemediğin birsürü şeyin olmuş." lütfen Tyler lütfen kurtar beni. telefon bir kere daha çalıyor. isveç malı mobilyalardan kurtar beni. incelikli sanat eserlerinden kurtar beni. hiçbir zaman tamamlanmış olmayayım ne olur. hiçbir zaman halimden memnun olmayayım. kurtar beni Tyler, kusursuz ve tamamlanmış olmaktan kurtar.
  • dövüş kulübünün ilk kuralı, dövüş kulübü hakkında konuşmamaktır. dövüş kulübünün ikinci kuralı dövüş kulübü hakkında konuşmamaktır!!! dövüş kulübünün üçüncü kuralı, birisi dur derse ya da hareketsiz kalırsa, o kişi numara yapıyor bile olsa, dövüş bitmiştir. her dövüşte sadece 2 kişi kapışır. aynı anda birden fazla dövüş olmaz. dövüşten önce gömlekler ve pabuçlar çıkarılır.her dövüş sürmesi gerektiği kadar sürer. bunlar da dövüş kulübünün öbür kurallarıdır.
  • insanların dövüş kulubündeki kimlikleri gerçek dünyadaki kimliklerinden farklıdır.
  • dövüş kulubünde geçen bir geceden sonra, gerçek dünyadaki herşeyin ses ayarı kısılmış gibi olur. hiçbirşey sizi kızdıramaz. sizin dünyanız kanundur ve başka birileri o kanuna karşı gelecek ya da sizi sorgulayacak olsa bile bu sizi kızdırmaz.
  • belki de kendini geliştirmek aranan cevap değildir.
  • belki de cevap kendine zarar vermektir.
  • dövüş kulubünde gördüğünüz şey, kadınlar tarafından yetiştirilen erkekler kuşağıdır.
  • dövüş kulubü, saçınızı kısa tutmanızın ve tırnaklarınızı kesmenizin tek nedeni olmaya başlar.
  • Tyler'ın dediği gibi; "mesele şişkin görünmekse, sufle de şişkin görünür"
  • otuz yaşında bir oğlan çocuğuyum ve bir başka kadının aradığım cevap olduğundan hiç emin değilim.
  • bazen Tyler benim yerime konuşur.
  • dövüş kulübünü icat ettiğimizde Tyler'la ben, ikimizde hayatımızda bir kere bile dövüşmemiştik. ömrünüz boyunca hiç dövüşmemişseniz, içinizde bir merak olur. acı duymanın nasıl birşey olduğunu, başka bir adam karşısında neler başarabileceğinizi merak edersiniz.
  • belki de kendimizi daha iyi birşeye dönüştürmek için herşeyi kırıp dökmemiz gerekiyor.
  • bazen birşey yapar ve belanızı bulursunuz bazen de yapmadığınız şeyler size belanızı buldurur.
  • marla kendi için şunları söylüyor: "mikroplu insan dışkısından başka birşey değil, ne yapacağını bilmiyor ve yanlış şeye bağlanmaktan korktuğu için, hiçbirşeye bağlanmıyor" (tanıdığım o kadar çok şllk var ki böyle)
  • üniversite yıllarımdan beri bu böyle. arkadaşlar edinirim. gidip evlenirler.arkadaşlarımı kaybederim.
  • işçi arılar uçup gidebilirler. erkek arılar yuvayı terk ederler. kraliçe ise kölesidir onların.
  • marla: "kendi cerahatli ve hastalıklı çürümemi kucaklıyorum"
  • marla: "bizim kuşağın camdan ayakkabısı ne biliyor musun? prezervatif. bir yabancıyla tanıştığında onu üstüne geçiriyorsun. bütün gece dans ediyor, sonra kaldırıp atıyorsun. prezervatifi demek istiyorum, yabancıyı değil."
  • çiçekler açar. solarlar teker teker. Rüzgarla gelir, kar ya da kelebekler. sorsan bir taşa, habersizdir bunlardan.
  • "daha dibe vurmadan çözülürsen" diyor tyler, "asla sonuna kadar götüremezsin".
  • ancak herşeyini kaybettikten sonra, canının istediğini yapmakta özgür olursun.
  • kaplan gülümser. seni seviyorum der sana, bir yılan. kötü insan oluruz. duydukça yalan.
  • bu kimyasal bir yanık, hayatında hiçbir yanığın yapmadığı kadar canını yakacak, 100 sigara yanığından daha beter.
  • tarihteki ilk sabun kahramanlardan yapılmıştır.ürün testlerinde kullanılan hayvanları düşün.onlar ölmeseydi,onlar kurban edilmeseydi bugün hiçbirşeyimiz olmazdı.
  • tyler domates çorbasına işiyor. bu manzara gözüme çok komik görünüyor; uzun boylu, beyaz garson gömlekli ve papyonlu bir fil, minik hortumuyla çorba içiyormuş gibi.
  • "kovulmak" der Tyler, "herhangi birimizin başına gelebilecek en iyi şey olurdu. böylece havanda su dövmekten kurtulur ve hayatlarımızla birşeyler yapardık."
  • Tyler soruyor: "şu anda marilyn monroe sağ olsaydı, sence ne yapıyor olurdu?" -bilmem ki diyorum. Tyler diyorki: "tabutunun kapağını tırmalıyor olurdu." :)
  • ben joe'nun dizginlenemez öfkesiyim.
  • diyorum ki: bunu yazan kişi tehlikeli, psikozlu bir katile benziyor. bu içine kapanık, kendini kaybedebilir. armalite AR-80 yarı otomatikle ofisten ofise saldırabilir.
  • ağzımdan çıkanlar Tyler'ın sözleri. Melek gibi bir adamdım ben.
  • sevdiğimiz insanlar hakkında bilmek istemediğimiz o kadar çok şey var ki.
  • insanlar ölmekte olduğunuzu sanırlarsa bütün dikkatlerini size veriyorlardı. bu sizi son kez görüyor olmaları gibi bir ihtimal varsa bütün dikkatleri sizde oluyordu. insanlar kendi konuşma sıralarını beklemek yerine sizi dinliyorlardı.
  • fiziksel güçle ve mülkiyetle olan bağlarımı niçin koparıyorum, çünkü ancak kendimi mahvederek ruhumun gerçek gücünü keşfedebilirim.
  • "hadi durma, beni öldüremezsin" demişti tyler. "seni gerizekalı oropu çocuğu. istersen ağzımı burnumu kır, ama beni öldüremezsin. senin kaybedecek çok şeyin var benim hiçbirşeyim yok senin herşeyin var."
  • kaos projesinin ilk 2 kuralı; soru sormamak.
  • sialahın yaptığı tek şey belli bir patlamayı belirli bir yöne yönlendirmektir.
  • kargaşa projesinin 3. kuralı, mazeretlere izin yoktur.
  • 4. kural, yalan söylemek yasaktır.
  • kaos projesinin amacı tarihi yönlendirme gücüne sahip olduklarını projedeki herkese öğretmekti.
  • binlerce yıldır insanoğlu bu gezegendeki herşeyin içinde etmiş, herşeyi boka çevirmişti ve şimdi tarih benden herkesin pisliğini temizlememi bekliyordu. ayrıca nükleer atıkların, gömülmüş mazot tanklarının ve ben doğmadan bir kuşak önce atılmış çöplerin oluşturduğu zehirli yığınların faturasını üstlenmek zorundaydım.
  • bu dünya benim dünyam, o eski insanlar öldüler.
  • dünyayı kurtaracak birşey varsa o da kargaşa projesi olacaktı.kültürel bir buzul çağı.vaktinden önce başlatılmış bir karanlık çağ.kargaşa projesi sayesinde insanlık dünyanın kendini toparlamasına yetecek bir süre boyunca eylemsizliğe mahkum olacaktı.bir düşün dedi Tyler. mağaza vitrinlerinin yanından geçerek geyiklerin izini sürüyorsun.askılar dolusu şık elbise ve smokin oldukları yerde küflenip kokuşuyorlar.ömrünün geri kalanı boyunca deri giysiler giyiyor ve sears kulesi'ni sarmalayan bilek kalınlığındaki sarmaşıklara tutunarak yukarı tırmanıyorsun.ve hava o kadar temiz ki aşağı baktığında ağustos sıcağında yüzlerce kilometre uzanıp giden terk edilmiş sekiz şeritlik dev bir otoyolun boş emniyet şeridine geyik eti seren ve mısır öğüten minicik insanlar görüyorsun. işte kargaşa projesinin amacı bu. medeniyetin tasviyesi. derhal ve tamamen!
  • kargaşa projesinin 5. kuralı şudur: Tyler'a güvenmek zorundasınız.
  • kültürümüz hepimizi aynı yaptı.artık kimse gerçek anlamda beyaz ya da siyah, zengin ya da yoksul değil. hepimiz aynı şeyi istiyoruz. hiçbirimiz hiçbirşey değiliz.
  • ben joe'nun kırık kalbiyim, çünkü Tyler beni terk etti, babam beni terk etti. bir başlasam, böyle hiç durmadan sayabilirim.
  • kargaşa projesinin son kuralı, soru sormamaktır.
  • kontrol gücümüz yok, seçme şansımız yok, gittiğimiz bir yön, kaçabileceğimiz bir yer yok ve ölüyoruz.
  • durmadan birşeylere ihtiyaç duyuyor ve istiyorum.
  • Tyler'la karşılaşmadan önce bir köpek satın alıp adını "eş-dost" koymayı tasarlıyordum.işte hayatınız bu kadar berbat olabilir. (yalnızlık daha güzel nasıl anlatılabilir?)
  • ölümün akıl almaz mucizesi, bir an yürür ve konuşurken, sonraki bir an bir nesnesin.
  • hayatta herşey parayla ilgili değildir. cebindeki o zavallı cüzdan değilsin sen.
  • verdiğin her solukta biraz daha gevşemeye çalışırsın ama kalbin hala güm güm atmakta ve düşünceler kafanda fırtına gibi savrulmaktadır.
  • biz tarihin ortanca çocuklarıyız.bizi bir gün milyoner olacağımıza film yıldızı rock yıldızı olacağımıza inandıran televizyon programlarıyla büyüdük.ama bunların hiçbiri olmayacağız. ve bu gerçek kafamıza ancak dank ediyor. (bazı havalı bebeler hala farketmedi)
  • kendimi kıstırılmış hissediyordum.fazla tamamlanmış biriydim.fazla mükemmeldim.
  • tek bir an: hayatta kusursuzluktan en çok bunu bekleyebilirsiniz.
  • Tyler Durden'ın herşeyine hayranım. cesaretine, zekasına.soğukkanlılığına.Tyler komik, çekici, etkileyici ve başına buyruk biri. erkekler ona gıpta ediyor ve ondan dünyayı değiştirmesini bekliyorlar. Tyler güçlü ve özgür.
  • bu dünya karşısında o kadar çaresiziz ki.
-son-

David Fincher's Fight Club! (filmden sevdiğim kısımlar)

  • hiç ümidinin kalmaması özgürlük demektir.
  • onlar ağladıkça ben daha da çok ağlardım.
  • her gece ölüyor ve her gece yeniden doğuyordum, yeniden.
  • o kendine verdiğin isimlerden hangisisin ? (otobüs geçerken sahne kesilir, cevap verilmese bile bilinir o isim, Tyler Durden)
  • hayatınız bu ve dakika dakika sona geliyor.
  • tek porsyonluk arkadaşlar.
  • bir süre sonra herkesin hayatta kalma oranı 0'a düşüyor.
  • hayat sigortası iş seyahatinde ölürsem 3 katı para ödüyor.
  • -çok zekice -sağol -işine yarıyor mu? -ne? -zeki olmak? -harika! -(alaycı bi gülümseme) o zaman devam et, sonuna kadar.
  • soracak olursanız neden onu aradığımı söyleyemem.
  • eksiksiz olmaya kalkışma, mükemmel olmaktan vazgeç, bırakalım herşey düşeceği yere düşsün.
  • sahip oldukların sonunda sana sahip oluyor.
  • biz kadınlar tarafından büyütülmüş bir erkek nesliyiz, başka bir kadının aradığımız şey olduğunu hiç sanmıyorum.
  • kendini geliştirmek bir masturbasyondur ve kendini yok etmektir.
  • heeey! mona lisa bile dağılıyor.
  • acı ve fedakarlık olmadan hiçbirşey yapamazsın.
  • eğer babalarımız bizi terk ettiyse tanrı nasıl biridir?
  • tanrının senden hoşlanmadığı olasılığını düşünmelisin. o seni hiç istemedi. hatta büyük olasılıkla senden nefret ediyor. bu başına gelebilecek en kötü şey değil. ona ihtiyacımız yok. laneti ve affedilmeyi boşver! biz tanrının istenmeyen çocuklarıyız. öyle olsun!!!
  • herşeyden önce, korkmayı bırakıp, bir gün öleceğini kabullenmelisin. sadece herşeyi kaybettikten sonra özgür kalabiliriz.
  • çok güzeldi, zengin kadınlara kendi yağlarını geri satıyorduk.
  • ağzımdan Tyler'ın sözleri çıkıyordu. ben eskiden iyi bir adamdım.
  • dövüş klubü, Tyler'la benim hediyem. dünyaya sunduğumuz bir armağan.
  • ne büyük savaşı yaşadık, ne de büyük buhranı, bizim savaşımız ruhani bir savaş, en büyük buhranımız; hayatlarımız.
  • neden bilmiyorum ama Tyler'la ilk dövüşüm aklıma geldi.
  • bu adamın kanıksadığı herşeyin, içinde, altında ve arkasında çok korkunç birşey büyüyordu.
  • yarın raymond'un hayatındaki en güzel gün olacak.kahvaltısı bizim yediklerimizden daha lezzetli olacak.
  • önemsiz şeyleri göz ardı edebilme yeteneği.
  • sizler işiniz değilsiniz. sizler paranız değilsiniz. bindiğiniz araba değilsiniz. kredi kartlarınızın limiti değilsiniz. (sizler cinsel organınız değilsiniz) sizler dünyanın şarkı söyleyip danseden pisliklerisiniz. sizler herşey gibi çürüyen organik maddesiniz.
  • peşinde olduğun kişiler, muhtaç olduğun kimseler. yemeklerinizi pişiriyoruz. çöplerinizi topluyoruz. telefonlarınızı bağlıyoruz. ambulanslarınızı sürüyoruz. uykunuzda sizi koruyoruz. o yüzden bizimle oynama!!!
  • elime bir tüfek alıp türünü korumak için çiftleşmeyen her pandayı vurmak istiyorum.petrol tankerlerini açıp görmeyeceğim fransız sahillerini kirletmek istiyorum.
  • güzel birşeyleri yok etmek istedim.
  • daha önce kaza geçirmemiştim. onları raporlarımda birer istatisliğe dökmeden önce insanlar bunu hissetmiş olmalı.
  • bir önceki dövüşlerden sıcak kalmış zemin, Tyler'ın hep, bir adım gerisindeydim.
  • hayatını değiştirmek istedin. bunu tek başına yapamıyordun. olmak istediğin herşey oldun. yani ben. ....ve asıl önemlisi senin olmadığın kadar özgürüm. insanlar bunu hergün yapıyor. kendileriyle konuşuyorlar. hayallerindeki gibi olmaya çalışıyorlar. ama cesaretleri olmadıkları için eyleme geçmiyorlar.sen hala mücadele ettiğin için bazen kendine dönüşüyorsun.
  • buna değişim denir. film devam ediyor ve izleyicilerden kimse farkında bile değil. (ne yazıkki öyle, ilk defa ciddi anlamda ters düştüler bu uykudan sonra ve uyanık olan bu sırada önlemlerini aldı, kaos projesi üyeleri uyarıldı çünkü plan daha önemliydi candan -projeye ters düşen kendi bile olsa topları kesilecekti- ve olası bir kurtuluş için marla singer'ın yakalanması ve binaya getirilmesi istendi. ama tıpkı filmde dendiği gibi, izleyicilerden kimse farkında bile değil.)
  • başlangıç, sıfır noktası.
  • doğru, ancak sen artık anlamsızsın, seni unutmak zorundayız. Hey! beni sen yarattın, ben kendimi iyi hissetmek için "pes eden" ikinci kişiliği yaratmadım. sorumluluğunu bil !!! benim sayemde nerden nereye geldin. ne istiyorsun? dairene dönüp televizyon mu izleyeceksin? boşversene bunu yapmam!
  • -Tyler beni iyi dinlemeni istiyorum. -peki. -gözlerim açıldı! -bu koku da ne?
  • marla, bana bak, gerçekten düzeldim. inan bana, herşey yoluna girecek.
  • beni çok garip bir dönemimde tanıdın.
dövüş kulübü replikleri
fight club replikleri

(A. LEVent)